SAHİH-İ MÜSLİM

Bablar Konular Numaralar

iMAN BAHSİ

<< 142 >>

باب استحقاق الوالي، الغاش لرعيته، النار.

63- YÖNETİMİ ALTINDAKİLERİ ALDATAN YÖNETİCİNİN CEHENNEMİ HAK ETMESİ BABI

 

227 - (142) حدثنا شيبان بن فروخ. حدثنا أبو الأشهب، عن الحسن قال: عاد عبيدالله بن زياد معقل بن يسار المزني في مرضه الذي مات فيه. قال معقل: إني محدثك حديثا سمعته من رسول الله صلى الله عليه وسلم. لو علمت أن لي حياة ما حدثتك. إني سمعت رسول الله صلى الله عليه وسلم يقول: "ما من عبد يسترعيه الله رعية، يموت يوم يموت وهو غاش لرعيته، إلا حرم الله عليه الجنة".

 

[:-361-:] Bize Şeyban b. Ferruh tahdis etti. Bize Ebu'I-Eşheb, el-Hasan'dan şöyle dediğini tahdis etti: Ubeydullah b. Ziyad (2/47a) vefatı ile neticelenen hastalığı sırasında Ma'ki! b. Yesar el-Müzenl'yi ziyaret etti. Ma'kil dedi ki: Ben sana Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den dinIediğim bir hadisi nakledeceğim. Eğer yaşayacak olduğumu bilmiş olsaydım sana bunu aktarmayacaktım. Şüphesiz ben Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i şöyle buyururken dinledim:

 

'Allah'ın bir raiyeyi yönetimi altına vermiş olduğu herhangi bir kul, eğer öldüğü günde yönetimi altındakileri aldatarak ölürse mutlaka Allah ona cenneti haram kılar."

 

Diğer tahric: Buhari, 6731, 6732; Müslim, 4706, 4707; Tuhfetu'l-Eşraf, 11466

 

 

228 - (142) حدثنا يحيى بن يحيى. أخبرنا يزيد بن زريع، عن يونس، عن الحسن؛ قال: دخل عبيدالله بن زياد على معقل بن يسار وهو وجع. فسأله فقال: إني محدثك حديثا لم أكن حدثتكه. إن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال: لا يسترعي الله عبدا رعية، يموت حين يموت وهو غاش لها، إلا حرم الله عليه الجنة" قال: ألا كنت حدثتني هذا قبل اليوم؟ قال: ما حدثتك، أو لم أكن لأحدثك.

 

[:-362-:] Bize Yahya b. Yahya tahdis etti. Bize Yezid b. Zurey', Yunus'tan haber verdi. O el-Hasen'den şöyle dediğini nakletti: Ubeydullah b. Ziyad hasta bulunan Ma'kil b. Yesar'ın yanına girdi. Ona bir şeyler sordu, o da şöyle dedi: - Şimdi ben sana daha önce söylemediğim bir hadisi nakledeceğim. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştu:

 

"Allah bir kulun yönetimi altına bir raiye vermiş olup da, o kişi öldüğünde onları aldatmış durumda ise, mutlaka Allah ona cenneti haram kılar."

Ubeydullah: Bunu neden bana bugünden önce nakletmemiştin, dedi.

O: Sana nakletmedim -yahut nakledecek deği!dim-, dedi.

 

Tahric bilgisi 361 ile aynı.

 

 

229 - (142) وحدثني القاسم بن زكرياء. حدثنا حسين، يعني الجعفي، عن زائدة، عن هشام؛ قال: قال الحسن:  كنا عند معقل بن يسار نعوده. فجاء عبيدالله بن زياد. فقال له معقل: إني سأحدثك حديثا سمعته من رسول الله صلى الله عليه وسلم. ثم ذكر بمعنى حديثهما.

 

[:-363-:] Bana el-Kasım b. Zekeriya da tahdis etti. Bize Huseyn -yani el-Cu'fi- Zaide'den tahdis etti. O Hişam'dan şöyle dediğini nakletti: Hasan dedi ki: Hasta ziyaretinde bulunmak üzere Ma'ki! b. Yesar'ın yanında idik. Derken Ubeydullah b. Ziyad geldi.

Ma'kil ona: Şüphesiz ben sana Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den dinlediğim bir hadis nakledeceğim, dedi sonra hadisi bundan önceki iki ravi'nin naklettikleri hadisin anlamında zikretti.

 

Tahric bilgisi 361 ile aynı.

 

 

(142) وحدثنا أبو غسان المسمعي، ومحمد بن المثنى، وإسحاق بن إبراهيم (قال إسحاق: أخبرنا، وقال الآخران: حدثنا) معاذ بن هشام. قال: حدثني أبي عن قتادة، عن أبي المليح؛ أن عبيدالله بن زياد عاد معقل بن يسار في مرضه. فقال له معقل: إني محدثك بحديث لولا أني في الموت لم أحدثك به. سمعت رسول الله صلى الله عليه وسلم يقول: "ما من أمير يلي أمر المسلمين، ثم لا يجهد لهم وينصح إلا لم يدخل معهم الجنة".

 

[:-364-:] Bize Ebu Gassan el-Mismai, Muhammed b. el-Müsenna ve İshak b. İbrahim de tahdis etti. İshak: Bize Muaz b. Hişam tahdis etti derken, diğer ikisi haber verdi, diye rivayetle bulundular. (Muaz dedi ki): Bana babam Katade'den tahdis etti. Onun Ebu'l-Melih'ten rivayetine göre Ubeydullah b. Ziyad hasta olan Ma'kil b. Yesar'ı ziyaret etti.

Ma'kil ona: Ben sana bir hadis rivayet edeceğim eğer ölüm halinde olmasaydım bu hadisi sana rivayet etmeyecektim. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i şöyle buyururken dinledim, dedi:

 

"Müslümanların işlerinin yönetimine gelip de sonra da onlar için bütün gayreti ile çalışmayan, onların iyilikleri için uğraşmayan her bir emir, mutlaka onlarla birlikte cennete girmeyecektir. "

 

Diğer tahric: Müslim, 4708; Tuhfetu'l-Eşraf, 11480

 

NEVEVİ ŞERHİ İÇİN TIKLA

 

DAVUDOĞLU AÇIKLAMA: Hz. Ma'kıl'i ziyarete gelen Ubeydullah b. Ziyad Muaviye (Radiyallahu anh) zamanında Basra valisi idi. Bu vazifeyi Muaviye'nin oğlu Yezid zamanında da yapmıştır.

 

Ma'kıl (Radiyallahu anh)'ın bu hadisi ölüm döşeğine düşmeden söylememesi ya mumaileyh Ubeydullah'ın nasihat kabul etmeyeceğini bildiği içindir; ve ahir ömründe hadisi gizlemiş olmanın vebalinden korkarak onu rivayet etmiştir. Yahud daha önce söylemiş olsa Ubeydullah üzerinde bir te'siri olmaz da onun bu kötü halini halkın kalplerine yerleştirmeye sebep olur endişesiyle o an'a kadar gizlemiştir. Nevevî bu ikinci ihtimali daha kuvvetli bulmaktadır. Birinci ihtimal ona göre zaiftir; çünkü emr-i bil ma'ruf, kabul olunmamak ihtimaliyle sakıt olmaz.

 

Hadisin bazı rivayetlerinde: «Allah bir kulu bir halk kitlesinin başına geçirirse...» denilmiş; bazılarında bunun yerine: «Bir amiri geçirirse...» diğer bazılarında: «Bİr valiyi geçirirse...»ta'birleri kullanılmıştır. Bunlardan maksad; millet idarecileridir. Bu zevat millete dînî ve dünyevî bütün hususatta yardımcı ve Öğretici mevkiindedirler. Milletin hukukunu korumaz; hududu şer'iyyeyi tatbik etmez; yahud adil olmazlarsa vazifelerini sü-i isti'mal etmiş olurlar. İşte hadisdeki «gaşş» tabiîrinden murad bunlardır.

 

İbn-i Battal diyor ki: «Bu hadis zalim hükümdarlar için pek büyük bir tehdiddir. Çünkü kullara yaptıkları zulümlerin hesabı kıyamet gününde kendilerine sorulacaktır. Acaba koskoca bir millete zulmeden bir adam, o millete hakkını nasıl helal ettirir?...»

 

Böylelere cennetin haram olmasından murad — bir çok emsalinde de gördüğümüz vecihle— ya zulmü mubah i'tikad ederek dinden çıktıkları için ebediyyen cennet yüzü görememeleridir; yahud zulüm haram olduğuna i'tikad ettikleri halde onu yine mazlumlara reva gördükleri için cennete doğrudan doğruya giren bahtiyarlarla birlikde girmek kendilerine haramdır. Buradaki tahrim, menetmek ma'nasınadır.

 

Bazı rivayetlerde «Allah ona cenneti haram kılar...»ifadesinin yerine: «Cennetin kokusunu bile alamaz.»buyurulmuştur. Halbuki cennetin nefis kokularının yetmiş yıllık mesafeden duyulacağı sahih hadislerde varid olmuştur. Taberanî 'nin tahriç ettiği Abdullah b. Muğaffel (Radiyallahu anh)   hadisinde: «Cennetin nefis kokusu kıyamet gününde yetmiş yıllık mesafeden duyulur.» buyurulmaktadır.